Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri "Organ ve Doku Bağışı Haftası" olarak kutlanmaktadır. Tedavisi yalnızca organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli sağlık sorunlarından biridir.
"Organ nakli", vücutta görevini yapamayan bir organın yerine canlı bir vericiden veya ölüden alınan sağlam ve aynı görevi üslenecek bir organın nakledilmesi işlemidir.
Ülkemizde;
ORGAN OLARAK, DOKU OLARAK
- böbrek, - kemik, kıkırdak,
- deri ( yüz ve saçlı der) - kemik iliği
- karaciğer, - kornea
- kalp, kalp kapağı - tendon, kas dokusu
- akciğer
- pankreas
- incebağırsak nakilleri yapılmaktadır.
Organ bağışı, kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelendirmesi ile birlikte yakınlarını da izin vermesiyle gerçekleşebilmektedir.
Türkiye organ nakli faaliyetleri için yeterli donanıma, deneyimli nakil ekiplerine ve nakil merkezlerine sahiptir. Aşılması gereken en önemli sorun kadavra bağış oranındaki yetersizliktir.
Unutmamak gerekir ki, her bağış yeni bir hayattır yani BAĞIŞ VARSA HAYAT VARDIR.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ naklinin caiz olduğunu bildirmiş ve organ bağışını, insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır.
Ülkemizde organ bağışları Sağlık Bakanlığı kontrolü ve denetiminde yapılmaktadır. "Türkiye Organ ve Doku Nakli Bilgi Sistemi" vasıtasıyla organ dağıtımı en adaletli ve şeffaf biçimde yapılmaktadır.
Hastanemizde organ ve doku bağışları Diyaliz Ünitesi’ nde kabul edilmekte olup, Sağlık Bakanlığı’ na ait Bağışçı Kartı verilmektedir...